OKU

Acılarını da alıp gider misin 2016?

Size de öyle geldi mi?

Bu sene bir bitemedi…

Acısı , üzüntüsü , kayıpları bol bir 2016 senesiydi. Belki tarih kitapları yazacaktır ileride, hayatta kalırsak torunların kitaplarında falan görürüz.

Almanak çıkartırdık biz bu dönemde radyoda.Yayında anlatırdık…
Alışkanlık işte neler geçti bu sene.
Kimileri geçemedi…

Boğazımızda yumruk olup takılıp kalanlar var.

İki farklı gözüyle sayısız albümüyle hayranlık duyulan bir ikon David Bowie;

78 yapımı ilk resmi albümü For You’da hiç bir müzisyenin eşliği olmaksızın 27 farklı enstrümanı kendisi çalan bir başka Pop İkonu Prince;
Wham’den beri çok sevdiğim,şarkılarıyla büyüdüğüm George Michael;

Bas-Bariton dediğimizde, “Dance me to the end of love”ile akla ilk gelen Leonard Cohen;
7 Altın Portakallı büyük bestecimiz, aranjörümüz Atilla Özdemiroğlu;

Türk sinemasının Damat Ferit’i,
en sevdiğim filmleri Sürü ile, Yol ile, Maden ile çok sevdiğim Tarık Akan…

Romalı Perihan,Oya Aydoğan…
sanat, dünyasından isimler; pop ikonları; müzikal kariyerleri,film kariyerleri boyunca listelerin hep en üstünde olanlar…
sonra siyasetçiler, sporcular, yüzyıla adını yazdıranlar…

Küba devriminin önderi Fidel Castro;

Tüm zamanların en iyi boksörü olarak kabul edilen Muhammed Ali;

1962 ve 1998’de iki kez uzaya giden astronot, jet pilotu, senatör John Glenn;

Yıldız Savaşlarının Prenses Leia’sı Carrie Fisher;

Macar güzeli,Hollywood aktristi Zsa Zsa Gabor;

Ciğerinden parça parça şarkılar söyleyerek tanıdığımız ne yazık ki ciğerine yenik düşen Naşide Göktürk;

Atilla İlhan’ın muhteşem şiiri Sultan-ı Yegahın bestecisi Ergüder Yoldaş;

Gitarcı, eğlenceli, güleryüzlü müzik adamı Asım Can Gündüz;

Meleklerle Yaşamak kitabıyla tanıdığımız yaşam koçu Beki İkaka Erikli;

Ünlü iş adamı Mustafa Koç;

Şimdi anımsayamadığım nice isimler…

Sadece haber bültenlerinde maksimum 40sn.görüp, adlarını bültenin sonunda bile ne yazık ki hatırlayamadığım ebediyete intikal etmiş yüzlerce umut dolu gencecik asker…
Nur içinde yatsınlar…

Her ne sebeple olursa olsun, hayatımızda küçücük bir iz bırakmış olsalar da, bizim için çok önemli.

Gençliğimiz, geçmişimiz…
Güzel şarkılarda filmlerde bıraktığımız gözyaşlarımız, danslarımız…
Yaşamışız ve anı biriktirebilmişiz ne mutlu bize…

2016 için günlerdir yazayım yazayım diyorum. Başlıyorum; yok içimden gelmiyor.
İki satırlık yazıyorum; yok olmuyor… günlerdir böyle…

Hani böyle ağzının içi metal yemişsin gibi olur ya bazen; nicedir öyleyim tatsızım…

“Yeni yıldan beklentilerim” temalı bir yazı yazamayacağım;
mutluluk beklentisiyle yaşayıp, mutlu olacağım…
Yaşama şansı olamayanlar için de;
kuşların sesini dinleyip, ruhumu doğanın yeşiliyle, güneşin sarısıyla, yağmurun damlalarıyla besleyeceğim…

Sadece sağlık diliyorum hepimize. Aklımıza ,fikrimize, duygularımıza mukayyet olabileceğimiz bir yıl olsun.

Tanıdığım, sevdiğim herkesin yüzünün güleceği bir yıl olsun🎄

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu